DOLAR 39,9584 0.32%
EURO 47,0584 0.42%
ALTIN 4.199,48-1,30
BITCOIN 42842630,56%
İstanbul
29°

AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

X
Soruyu tersten soralım: Peki, İsrail’in gücü ne?

Soruyu tersten soralım: Peki, İsrail’in gücü ne?

Mesele, “kim daha kolay lokma?” sorusunun ötesinde, “kim bu büyük yangını kaldırabilir?” sorusuyla da ilgilidir.

ABONE OL
20 Haziran 2025 07:06
Soruyu tersten soralım: Peki, İsrail’in gücü ne?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçtiğimiz günlerde “İran kolay lokma değildir” başlığıyla kaleme aldığımız yazımız büyük ilgi gördü. Okurlarımıza teşekkür ediyorum. Şimdi sorular tersine çevriliyor: Peki, ya İsrail? İran’ın karşısında kolay bir lokma mı? Bu soruya aceleyle ‘evet’ ya da ‘hayır’ demek yanıltıcı olur. Gelin, bu sorunun cevabını birkaç ana başlık altında değerlendirelim.

1. Askeri Kapasite ve Teknoloji Üstünlüğü

    İsrail, Orta Doğu’daki en gelişmiş askeri teknolojilere sahip ülkelerin başında geliyor. Özellikle hava kuvvetleri, istihbarat ağları (Mossad), füze savunma sistemleri (Iron Dome, David’s Sling) ve siber savaş alanlarındaki gücü, bölgesel anlamda İsrail’i oldukça avantajlı bir konuma getirmektedir. Ayrıca nükleer silah kapasitesine sahip olduğu güçlü biçimde varsayılmaktadır.

    Bu durum, İran gibi konvansiyonel güce dayanan bir devlet için İsrail’i ‘lokma’ olmaktan çok daha fazlası yapmaktadır.

    2. Jeopolitik Destek ve Uluslararası İttifaklar

      İsrail, özellikle ABD ve Batı ülkeleriyle çok güçlü siyasi, askeri ve ekonomik bağlara sahip. Olası bir doğrudan savaşta, bu ittifaklar yalnızca diplomatik destek değil, doğrudan lojistik ve operasyonel destek anlamına da gelebilir.

      İran ise uzun süredir ambargo altında ve küresel sistemle sınırlı ilişkiler kurabilen bir ülke konumundadır. Bu da onun hareket kabiliyetini ve gücünü sınırlayabilmektedir.

      3. Operasyonel Deneyim ve Asimetrik Yetenekler

        İsrail, Lübnan, Gazze ve Suriye gibi bölgelerde sık sık doğrudan veya dolaylı çatışmalara girerek operasyonel reflekslerini sürekli diri tutmuştur. İran ise genelde vekil güçler üzerinden (Hizbullah, Şii milisler, Husiler vs.) yürüttüğü asimetrik savaşlarla bilinir. Yani doğrudan İsrail’e karşı savaşmak, İran açısından mevcut alışkanlıklarının ötesine geçmeyi gerektirmektedir.

        İsrail’in savaş reflekslerinin İran’a oranla daha hızlı olduğu söylenebilir, ancak geride kalan 8 günde İran’ın hiç de azımsanmayacak ölçüde bir savaş kabiliyeti olduğu da görüldü.

        4. Topografik ve Lojistik Zorluklar

          İran ile İsrail arasında doğrudan bir sınır bulunmamaktadır. Yaklaşık 2 bin kilometre birbirlerine uzaklıkta iki ülkeden söz ediyoruz. İran’ın İsrail’e saldırabilmesi için hava sahası, deniz gücü veya vekil gruplar yoluyla hareket etmesi gerekir. Bu da ciddi bir lojistik anlamına gelmektedir. İsrail’in ABD-İngiltere başta olmak üzere Batı’nın desteğiyle askeri gücü ise hava üstünlüğü ortadadır. Hassas nokta operasyonları sayesinde bölgeye daha kolay nüfuz edebilmektedir.

          5. Toplumsal Dayanıklılık ve İç Güç Dinamikleri

            Her iki ülke de ideolojik olarak güçlü tabanlara sahip. İsrail’in görece demokrasiye dayalı iç sistemi, savaş zamanlarında toplumun kenetlenmesini daha mümkün kılabilmekle birlikte diğer yandan da savaşa ve iktidara karşı muhalefeti de güçlü kılıyor. İran’da ekonomik krizler, iç huzursuzluklar ve rejime yönelik memnuniyetsizlikler, savaşın toplumsal yükünü taşımayı zorlaştırabilir. Ancak, şu ana kadar gelinen noktada İran’da İsrail’e karşı bir birlik sağlanmış gibi görünüyor.


            Sonuç: Kolay Lokma Değil, Zor Dosya

            İsrail, İran karşısında ne kolay lokmadır ne de göz ardı edilebilecek bir güç. Aksine, yüksek teknolojik kapasitesi, dış destekleri ve hızlı refleksleriyle düşmanları için son derece zorlu bir dosyadır. Ancak bu, İsrail’in kırılmaz veya yenilmez olduğu anlamına da gelmez. Her ülke gibi, onun da zayıf noktaları, iç krizleri ve stratejik sınırlılıkları vardır. Ve son 8 günde göründüğü gibi “Demir Kubbe” öyle çok da muazzam değildir.

            İran ve İsrail arasında yaşanacak olası bir çatışma, sadece iki devletin değil, tüm bölgenin ve küresel siyasetin seyrini etkileyebilecek büyüklükte olacaktır. Bu yüzden mesele, “kim daha kolay lokma?” sorusunun ötesinde, “kim bu büyük yangını kaldırabilir?” sorusuyla da ilgilidir.

            “Yurtta barış, dünyada barış”

            Ali Emre Deşat

            En az 10 karakter gerekli


            HIZLI YORUM YAP
            300x250r
            300x250r

            Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.