Cumhuriyet‘in Türkiye‘de gerçekleştirdiği bütün devrimlerde Atatürk‘ün başat yeri var. Bu nedenle Cumhuriyet’in Atatürk ile eşdeğer kabul edilmesi kaçınılmaz bir gerçek olarak ortada.
Önderlerin büyüklüğü salt yaşadıkları dönemde gerçekleştirdikleri başarılar ve dönüşümlerle ölçülemez. Onların büyüklüğü aynı zamanda geleceği planlama ve ışık tutmasıyla ölçülür. Mustafa Kemal Atatürk’ün günümüzde ve gelecekte de var olması, bu özelliklere sahip olmasından kaynaklanır.
Sözgelişi, Atatürk’ün milleti doyuran köylülük için de önemli düşünceleri ve eylemleri vardı. Bunlardan ilk ikisi, Toprak Devrimi ve Tarımsal Kooperatifçilik idi.
Atatürk’ün köylülük için düşünce ve eylemleri, Türk Milleti ve milletin o yıllarda belkemiğini oluşturan ve savaş cephelerinde birlikte olduğu köylüleri iyi tahlil etmesinin bir sonucuydu.
Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk, Toprak Devrimine Işık Tutuyor.
Atatürk, köylülerin yaşamlarını iyileştirmek için, onların toprak sahibi olmalarının gerektiğini biliyordu. Bu amaçla yaptığı söylevlerin kimilerini şöyle sıralamak olası:
Atatürk’ün yönlendirmesiyle, kuruluş yıllarında köylüleri toprak sahibi yapmaya yönelik kimi kanunlar kabul edildi. Bu bağlamda da topraksız ve az topraklı köylülerin bir kesimine toprak dağıtıldığı biliniyor 1925 Bütçe Yasası’yla yetki alan hükümet, daha önce çıkarılan 716 sayılı yasaya dayanarak göçmenlere ve topraksız köylülerin kimilerine toprak dağıttı. Bu bağlamda Ziraat Bankası da kullanıldı. Köylüleri toprak sahibi yapmak için ayrıca 1924 Anayasası’nın 74. maddesine 1937’de çıkarılan bu yasa ile bir fıkra eklendi. Fıkra’da “Çiftçiyi toprak sahibi yapmak ve Osmanlı Devleti tarafından idare etmek için istimlak olunacak arazi ve ormanların istimlak bedelleri ve bu bedellerin tediyesi sureti mahsus kanunlarla tayin olunur” yazıldı.
Atatürk’ün ölümünden sonra, 2. Paylaşım Savaşı’nın da getirdikleri olumsuzluklar eklenince çiftçiyi topraklandırma konusu, neredeyse 1945 yılına kadar askıda kaldı. 1945 tarihinde, Atatürk’ün söylevleri doğrultusunda 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu kabul edildi. Yasa, büyük toprak sahiplerinin topraklarının kamu mülkiyetine geçirilmesini, bunların bir kesimini topraksız ve az topraklı köylülere dağıtılmasını ve kırsal bölgelerde köklü değişiklikleri içeriyordu.
Daha sonra da Toprak Devrimi konusunda atımlar atılmadı değil. Bülent Ecevit döneminde kimi girişimler oldu. Toprak Reformu adıyla örgütlenmeler gerçekleştirildi.
Bununla birlikte, anılan girişimler hayata geçirilemedi. Siyasete ve ekonomiye egemen olan büyük toprak sahipleri, toprak ağaları, aşiret reisleri ve şeyhler kanunun uygulanmasını engellediler.
Cumhuriyetin Kurucusu Atatürk, tarımsal kooperatifçilik düşüncesine de ışık tutuyor.
Atatürk, 1920’den ölümüne kadar geçen süreç içinde Türk kooperatifçilik hareketine de önderlik yapmıştır. Özellikle çiftçilerin kooperatifleşmesi konularında konuşmalar yaptığı, yasaların çıkarılmasında egemen rol oynadığı bilinmektedir.
Atatürk’ün kooperatifleşme konusunda yapmış olduğu söylevlerin kimileri şunlar:
• “Ben de çiftçi olduğumdan biliyorum, makinesiz ziraat yapılmaz, el emeği güçtür, Birleşiniz. Böylece makine alınız” (24 Ağustos, 1925 Kastamonu).
• “Bu sene zirai kooperatif teşkilatına başlanmış olması, bilhassa memnuniyetimize mucip oluyor. Bu kooperatifleri memleketin her tarafına teşmil etmeyi ziyadesiyle iltizam ediyoruz” (1 Kasım 1929, TBMM açış konuşması).
• “Mesela; Kooperatifler. Şurada burada halk ya da münevverlerin teşebbüsü ile fiili sahasına geçen kıymetli hasılalar görülmektedir. Hükümetimizin de bu gibi teşebbüsleri takviye etmesi lazımdır. Hükümeti Cumhuriyet bu lüzumu tabii idrak etmektedir” (27 Ocak 1931, İzmir Halk Fırkası Kongresi).
• “Kanaatim odur ki, muhakkak suretle birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak, maddi ve manevi kuvvetleri, zeka ve maharetleri birleştirmek demektir. … Müstahsillerin birleşmesinden şahsi menfaatlerini haleldar olacağını düşünenler tabii şikayet edeceklerdir. (1 Şubat 1931, İzmir Ticaret Odası).
• “Kooperatif teşkilatı, her yerde sevilmiştir. Kredi ve satış için olduğu gibi istihsal vasıtalarını öğretip kullandırmak için de kooperatiflerde istifayı mümkün görüyoruz.” (1 Kasım 1936, TBMM Açış Konuşması).
• “ Köyde ve yakın köylerde müşterek harman makinalarını kullandırma köylülerin ayrılamayacağı bir adet haline getirilmelidir. …Ziraai sanayi bilhassa üzerinde meşgul olacağımız mevzu olacaktır. Bu arada sütçülüğe, süt sanayine önem vermekteyiz. Sırasıyla; şehir ve kasabalarımızın temiz ve ucuz süt mamulatı ihtiyacını temin edecek fabrikalar tesisinse ve bununla ahenkli bir surette köylerdeki sütleri kıymetlendirecek ve satışı kolaylaştıracak kooperatifler teşkiline çalışılacaktır” (1 Kasım 1937, TBMM Açış Konuşması).
Özetle, Atatürk’ün özlemini çektiği, günümüzde de Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’da ağırlıklı olarak egemen olan ağalık (feodalite) düzenini sona erdirecek olan toprak devrimini gerçekleştiremedik. Tarımsal kooperatifçilik konularında arpa boyu yol aldık.
Bu bağlamda, Cumhuriyetin Kurucusu Atatürk’ün Toprak Devrimi ve Kooperatifleşme düşünceleri hala güncel değil mi? Geleceğimizi şekillendirmede onların payı olmayacak mı?
Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı
GÜNCEL
12 Mart 2025GÜNCEL
12 Mart 2025SİYASET
12 Mart 2025MEDYA
12 Mart 2025SİYASET
12 Mart 2025GÜNDEM
12 Mart 2025GÜNDEM
12 Mart 2025