DOLAR 41,3503 0,34%
EURO 48,6817 0,55%
ALTIN 4.869,900,66
BITCOIN 4845234-0,14%
İstanbul
20°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Narin’in katliamı, feodalizm ve suskunluk yasası

Narin’in katliamı, feodalizm ve suskunluk yasası

Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı yazdı: Narin'in katliamı, feodalizm ve suskunluk yasası

ABONE OL
13 Eylül 2024 10:31
Narin’in katliamı, feodalizm ve suskunluk yasası
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Narin’in katliamı, bütün Türkiye’nin canını acıttı, acıtmaya devam edecek. Umarım buna benzer trajik
olayları yaşamaya devam etmeyiz.
Bu olaydan ders çıkarmak zorunluluğu var. Acaba bu trajik olayın kök nedenleri arasında bölgenin
feodal düzeninden kaynaklanan kültürün payı nedir?

Feodalizmin Kökeni Ne?

Günümüzde Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanmakta olan
sorunlarımızın feodalizm ile bağlantılı olduğunu görmezlikten gelebilir miyiz?
Bir tespit ile söze başlayalım.
Feodalizm ve kültürü, toprak dağılımının dengesizliğinden kaynaklanıyor Örneğin, Diyarbakır’da
toprakların yüzde 41’inden fazlası ailelerin yüzde 3’ünün denetiminde. Şanlıurfa’da da 10 milyon
dekara yakın arazinin yüzde 30’una yakını ailelerin yüzde 1,5’ine ait.

Çözüm Toprak Reformundan geçmiyor mu?

Bölgedeki ekonomik yapı, işsizlik, yoksulluk ve feodal kültürü yaratıyor demiştim. Bu yapı, topraksızlık,
toprak yetersizliği ve bölgedeki sanayi ve hizmet sektörünün eksikliğinden besleniyor. Güneydoğu
Bölgesi’nde ağalar, beyler neredeyse bölgenin bütün topraklarına egemen. Kimi ağalar zaman zaman
toprak reformu söylemlerinden ürkerek ya da çekinerek iki yönelişte bulunuyorlar.
Birincisi; kimi ağalar topraklarını aileleri arasında pay ediyorlar, ya da kapitalist dev tarımsal
işletmeler durumuna dönüştürüyorlar.
İkincisi de şu; ağalar, beyler kooperatif kurmuşlar ya da kurdurulmuş. Başlarına ağalar geçmiş ya da
geçirilmiş. Böylelikle dünyanın hiçbir bölgesinde gözlemlenmeyen bir kooperatifleşme modeli ortaya
çıkmış. Ben buna yıllarca önce yazdığım bir yazıda “Aga-Koop” adını vermiştim. Yoksul köylüler, Aga-
Koop adı verilen kooperatifin kâğıt üstünde eşit(!) ortakları. Ancak eskiden olduğu gibi boğaz
tokluğuna yaşamaya devam ediyorlar.
 Toprak Reformunun yapılması, tarımsal üretimi olumlu yönde etkileyeceği gibi mevsimlik işçi dramını
önleyecek ve bir ölçüde ayrılıkçı terör hareketinin insan kaynağını da kesecektir.

Toprak Düzeninde Feodal Yapı Mevsimlik İşçi Dramını Da Ortaya Çıkarmıyor Mu?

Bu memlekette kentlerde yaşayan tuzu kuruların ya bilmediği ya da bilmezlikten geldiği mevsimlik
işçiler gibi bir sorunumuz var.
Her yıl, Adana’da örtü altı sebze ve narenciye; Afyon’da kiraz toplama; Düzce’de fındık toplama;
İzmir’de kiraz toplama ve kurutmalık domates kesme; Konya-Aksaray’da pancar çapası; Ordu’da
fındık toplama; Samsun’da sebze hasadı; Urfa’da pamuk toplama ve Yozgat-Nevşehir’de pancar
çapası gibi işlerde istihdam edilmek üzere Urfa, Mardin, Diyarbakır gibi ağırlıklı olarak Güneydoğu
Anadolu Bölgesi’nden mevsimlik işçiler getirilir.
Mevsimlik tarım işçisi aileleri Mart, Nisan ve Mayıs aylarında evden ayrılırlar, daha çok Eylül, Ekim ve
Kasım aylarında evlerine dönerler.
Göçün en önemli nedeni “ekonomik zorluklar”, bir başka deyişle topraksızlık ya da az topraklılık.
Kente göçenlerin arasında daha önce herhangi bir araziye sahip olanların oranı son derece az.
Ailelerin sadece yüzde 7’sinin köylerinde tarım arazileri var ve bu arazilerin ortalama büyüklüğü 10
dönümden küçük.

Ve Feodal Kültür Toprak Düzeninin Sonucu Değil Mi?

Feodal yapı, bilindiği üzere toplumsal hiyerarşinin toprak sahipliği ve kişisel bağlılık temelinde ortaya
çıkan bir sistem . Bu hiyerarşide, Türkiye gündeminde toprak sahibi ağalar, aşiret reisleri, tarikat
şeyhleri ve onlardan beslenen etnik, dinsel siyasetçiler ve siyasal yaklaşımlar var.
Feodal yapı, kulluğu devam ettiriyor, eşit yurttaşlığı engelliyor ve köy ya da mezrada yaşayanların içe
kapanık birimlerini de ortaya çıkarıyor. Bir başka deyişle “kapalı” yaşamlar, bir çeşit bir mafya
örgütlenmesini de doğurmuş durumda.
Narin’in katledildiği köyde bu durum ortaya çıkmadı mı? Köyde yaşayanların ve de eski bir
milletvekilinin suskunluğunu söyleyenler yanılıyor mu? Bunun mafya düzeninde “Omerta” denilen
 “Suskunluk Yasası”ndan  farkı var mı?

Bu trajik olay, bireysel bir olay mı?

Geliniz yıllar önce çekilmiş Bedrana filmini anımsayalım.
Bedrana, Bekir Yıldız‘ın “Sahipsizler” adlı öyküsünden uyarlanan 1974 yapımı bir film. Film, kaçarak
evlendikleri karısının namusu bir çoban tarafından “kirletilince” geleneklerin kendisini zorladığı eylem
karşısında tereddütte kalan bir adamın öyküsü.
Aslında filmin esinlendiği ana konu; feodal düzenin yasaları ile resmi yasaların uyuşmazlığı ve
geleneklerin feodal toplum üzerindeki korkutucu baskısının sonuçları. Ve bu düzende , kadın bir birey
olmaktan çok, sahip olunan kutsal bir mal olarak görülmekte. Ve bu nedenle “kirlenip” kutsallığını
kaybedince yok edilmesi gereken bir “şey” olarak değerlendiriliyor.
Bekir Yıldız, feodal düzenin çağdışılığını 50 yılı geçen zaman öncesi öyküsüyle dile getirmişti. Ancak
egemen düzen, toprak düzenini değiştirmekten uzak kaldı. Feodal ağaları, aşiret reisleri, tarikat
şeyhleri bugünde varlıklarını sürdürmüyorlar mı?

Bu konuda bir örnek de vereyim mi?

12 Eylül Askeri Darbesi’ni yapan cunta Anayasa oylamasından önce güvenoyu almak için Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun feodal ağalarını Ankara ‘da konuk ederek televizyona çıkarmadılar mı?

Sonuç olarak şu söylenebilir mi?
Bölgedeki feodal yapı; işsizlik ve yoksulluğun bir sonucu olarak feodal kültürü de yaratıyor. İşsizlik ve
yoksulluk; topraksızlık, toprak yetersizliği ve bölgedeki sanayi ve hizmet sektörünün eksikliğinden
besleniyor.
Unutmamak gerekiyor. Ayrılıkçı terör hareketi de bu olumsuzlukları kullanmıyor mu?

Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r