Bu yazımda Cumhuriyet hafızasına ve Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkan öncü iki kadından bahsetmek istedim. Onlar, yalnızca kendi dönemlerinin değil, aynı zamanda gelecek nesillerin de Cumhuriyet’in kazanımlarına sahip çıkma ve hukukun üstünlüğü ilkesini yüceltme sorumluluğunu hatırlatan iki değerli isim. Bu kahramanlardan ikisi, farklı zamanlarda yaşamış olsalar da aynı tarihlerde doğmuştur!
Cumhuriyet en çok biz kadınlara yakıştı...
Türkiye’nin modernleşme serüveninde, kadınların hak mücadelesi asla kolay olmadı. Her kazanım, bir önceki neslin azmiyle ve sonraki nesillerin kararlılığıyla pekişti. Bu mücadelenin en parlak simgelerinden ikisi, farklı dönemlerde yaşamış olsalar da, hukukun üstünlüğüne ve kadın haklarına adanmış hayatlarıyla birbirini tamamlayan iki güçlü kadın.
Süreyya Ağaoğlu ve Nazan Moroğlu. Onların hikayeleri, hem Cumhuriyet’in kadına açtığı ufukları hem de bu ufukların nasıl yılmadan savunulduğunu gösteren, nesiller arası bir köprü gibidir.
Türkiye’nin kadın hakları mücadelesi, uzun bir yolculuk ve bu yolculukta nice kahramanlara tanıklık etti. Bu kahramanlardan ikisi, hukukun ışığında kadınların eşitliği için yılmadan savaşan iki öncü isimdir. Onların hayat hikayeleri, sadece kişisel başarıları değil, aynı zamanda Cumhuriyet’in kadınlara açtığı ufku ve bu ufkun nasıl korunup ileri taşındığını da gözler önüne serer.
İlklerin cesur yürüyüşçüsü
Süreyya Ağaoğlu, Cumhuriyet’in ilk dönem kadınlarının adeta somutlaşmış halidir. Babası ünlü düşünür Ahmet Ağaoğlu’nun da etkisiyle küçük yaşlardan itibaren aydın bir çevrede yetişmiştir. 1921 yılında hukuk mektebine başvurmuş fakat reddedilmiştir. Daha sonra ise kabul edilmiş ve 1925 yılında derece yaparak mezun olmuş.En önemlisi, o Türkiye’nin ilk kadın avukatıdır. 1925’te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduğunda, kadınların meslek hayatında bu denli görünür olması büyük bir devrimdi.
Süreyya Ağaoğlu, sadece bir avukat olmanın ötesinde, kadın hakları mücadelesinin de ilk sancaktarlarındandı. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin kurucularından biriydi, Uluslararası Hukukçu Kadınlar Federasyonu’nda başkanlık yaptı. Yurt içi ve yurt dışında sayısız konferansa katıldı, uluslararası platformlarda Türkiye’yi ve Türk kadınını gururla temsil etti. Onun hayatı, Cumhuriyet’in kadınlara açtığı eğitim ve meslek kapılarının nasıl büyük bir cesaretle aşıldığını gösteren bir ders niteliğindedir. Ağaoğlu, Medeni Kanun’un getirdiği eşitlik ruhunu pratiğe döken, kadınların hukuki haklarını hayata geçirmek için öncülük eden bir isimdi. Onun mücadelesi, “Kadın da yapabilir, kadın da başarabilir” mesajını o dönemin toplumsal kodlarına işleyen güçlü bir semboldü.
Bayrağı taşıyan nesil, mücadelenin sürekliliği
Süreyya Ağaoğlu’nun açtığı yoldan ilerleyen, modern Türkiye’de yetişen bir diğer önemli hukukçu ve kadın hakları savunucusu ise Av. Nazan Moroğlu’dur. Moroğlu, ticaret hukuku ile başladığı akademik kariyerini Kadın Hukuku üzerine inşa etmiş, üniversite kürsülerindeki bilgi birikimini aktif sivil toplum mücadelesiyle birleştirmiş bir isimdir.
Nazan Moroğlu, özellikle son 40 yıldır kadının insan hakları alanındaki yasal düzenlemelerin, kanun değişikliklerinin, Medeni Kanun’dan Türk Ceza Kanunu’na kadar birçok alandaki iyileştirmelerin doğrudan içinde yer almıştır. Moroğlu da, Süreyya Ağaoğlu’nun kurucusu olduğu Türk Hukukçu Kadınlar Derneği ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneğigenel başkanlık yapmıştır. Aynı zamanda Türkiye Soroptimist Kadınlar Federasyonu’nun onursal üyesidir. İstanbul Barosu Başkan Yardımcılığı, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu Başkanlığı, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, kurucularından olduğu Avrupalı Kadın Hukukçular Derneği gibi önemli kuruluşların yöneticiliğini üstlenmiş, binlerce kadının hukuki sorunlarına eğilmiş, hak arayışlarında onlara yol göstermiştir.
Türkiye’nin ilk kadın hukuku uzmanı olan Nazan Moroğlu, LL.M, yasa koyucuların kapısını çalmakla kalmamış, panellerde, seminerlerde, konferanslarda ve medya aracılığıyla kamuoyunu bilinçlendirmek için usanmadan çalışmıştır. Cumhuriyet’in kazanılmış haklarının korunmasının ve yeni hakların elde edilmesinin sürekli bir çaba gerektirdiğini gösterir.
İki nesil tek bir vefa borcu…
Süreyya Ağaoğlu ve Nazan Moroğlu‘nun kadın hareketi içinde hayat hikayeleri, Türkiye’de ve Dünyadakadınhareketinin kollektif mücadelesindebir köprü görevi görür.
Mücadele alanı Ağaoğlu’nun önceliği, kadınların temel meslekleri edinmesi ve yasal eşitliğin tesisiydi. Ağaoğlu, Cumhuriyet’in ilk yıllarında, kadınların yasal haklarının yeni yeni tesis edildiği, toplumun bu değişime adapte olmaya çalıştığı bir dönemde “ilk” olmanın zorluklarını yaşamıştır.
Moroğlu ise, bu kazanımların artık yasal zemine oturduğu ancak uygulamada karşılaşılan engellerin, zihniyet dirençlerinin ve kadına yönelik şiddet gibi sorunların giderek daha belirginleştiği bir dönemde mücadele etmiştir.Moroğlu bu temel eşitliğin ötesine geçerek, toplumsal cinsiyet eşitliğinin her alanda sağlanması, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve kadınların karar alma mekanizmalarında daha fazla yer alması gibi konulara odaklanmış.
Zaman farkı; ortak amaç
Devamlılık ve miras her iki isim de, sahip oldukları hukuk bilgisi ve adanmışlıklarıyla kadın hakları mücadelesine yön vermişler.
Onların hayatları, Türk kadınının yüzyıllık serüvenini özetler: Cumhuriyet, bize paha biçilmez haklar ve özgürlükler sunmuştur. Ancak bu haklar, Süreyya Ağaoğlu gibi öncülerin cesaretiyle kazanılmış, Nazan Moroğlu gibi önemli isimlerin yılmaz mücadelesiyle korunmaya ve geliştirilmeye devam etmiştir.
Bu iki değerli hukukçu kadın, sadece meslektaşlarına değil, tüm topluma, Cumhuriyet kazanımlara sahip çıkmanın ve adaletten asla vazgeçmemenin ne denli önemli olduğunu hatırlatır.
Süreyya Ağaoğlu’nun ve Nazan Moroğlu’nun özel arşivleri İstanbul’daki Kadın Eserleri Kütüphanesi’nde muhafaza edilirken kadınların Cumhuriyet’le nereden nereye geldiklerine ayna tutmaktadır.
İki nesil tek bir vefa borcu; biri Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında tohumları ekerken, diğeri bu tohumların yeşerdiği topraklara katkıda bulunmuştur.
Cumhuriyet hafızasına ve Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkan öncü iki kadına saygı ve minnetle.
Cumhuriyet en çok biz kadınlara yakıştı…
Münevver Metin
GÜNCEL
05 Haziran 2025GÜNCEL
05 Haziran 2025SİYASET
05 Haziran 2025MEDYA
05 Haziran 2025SİYASET
05 Haziran 2025GÜNDEM
05 Haziran 2025GÜNDEM
05 Haziran 2025