Her yıl, yaz bitiminde bir telaş başlar. Kırtasiye reyonları dolar, yeni defterler, kalemler, silgiler… Okul alışverişi, çocuklar için heyecan verici bir serüven, aileler için ise giderek ağırlaşan bir maddi yük haline gelir. O rengarenk kalem kutuları, aslında eğitimin sadece bilgiyle değil, aynı zamanda parayla da ölçüldüğü gerçeğini yüzümüze vurur. Oysa bu alışveriş listesi, pek çok aile için eğitimin sadece bir hak değil, aynı zamanda ciddi bir maddi yük olduğunu acı bir şekilde tanık oluyoruz.
Bir yanda, kalem; ilim, bilgi ve medeniyetin sembolü. İnanışa göre, ilk yaratılan varlıklardan biri. O kalem ki, kâinatın yazgısını yazan, insanlığa yön veren bir araç. Bir yanda da, bu sembolik kalemin maddi karşılığı. Fiyatı sürekli artan, her geçen gün ulaşılması zorlaşan bir nesne. Bu durum, bize eğitimin sadece zihinsel bir çaba olmadığını, aynı zamanda ekonomik bir mücadele olduğunu da hatırlatır.
Bu durumu, ilahi bir anlatı olan su, arş ve kalem kıssasıyla düşünmek daha anlamlı hale geliyor. Anlatıya göre, ilk yaratılan varlık su. Bilginin, hayatın ve temizliğin kaynağı. Sonra arş, yani kudret ve egemenlik. Ve en son da kalem, bilginin ve yazının aracı. Bu sıralama, aslında bilginin ne kadar önemli olduğunu gösterir. Bilgi, her şeyden sonra, varlığa ve düzene anlam katan temel bir unsurdur.
Bugün, bu sembolik anlamlar, maddi gerçeklerle çarpışıyor. O kutsal kalem artık sadece bir kâğıt parçasını boyayan bir araç değil, aynı zamanda bir fiyat etiketi taşıyan, ailelerin bütçesini zorlayan bir kalem. Eğitimin bir hak olduğu bir dünyada, bu durumun utancını hissetmeliyiz.
Eğitimin gerçek bedeli…
Çünkü eğitimin maliyeti sadece defter, kalem ya da ders kitaplarından ibaret değil. Asıl maliyet, bilgiye ulaşamayan her bir çocukta, o parlak zekaların sönüp gidişinde ve gelecekten çalınan hayallerde gizlidir.
Hepimiz, evrende suyun ve bilginin, kalem ve aklın bir arada yürüdüğü, her çocuğun hakkı olan eğitime ulaşabildiği bir dünya inşa etmekle yükümlüyüz. Kalemin kutsallığı, sadece onunla yazılan kelimelerde değil, aynı zamanda o kaleme ulaşabilen her bir öğrencinin yüzündeki umutta saklıdır.
Eğitim, en başta su gibi akıcı ve temiz olmalı, arş gibi herkese egemenlik ve güç vermeli ve en önemlisi kalem gibi herkese yazma ve yaratma fırsatı sunmalıdır.
Düşüncenin yankısı evrene yön verir.
Münevver METİN
News
