Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim zaferinin ardından alışıla gelen parti Genel Merkezinin balkonundan yaptığı konuşma yerine Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı sarayının balkonundan konuştu.
YSK Başkanının ‘Seçimlerde kesin olmayan sonuçlara göre, yüzde 52,16 ile Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmiştir’ açıklamasından sonra işk olarak İstanbul’da Kısıklı’da bir konuşma yapan Erdoğan, balkon konuşmasını Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı sarayının balkonundan yaptı.
Erdoğan, şunları söyledi:
“Biz Türkiye’yi çok seviyoruz. Bu millet sevilmez mi? Biz severiz. Kandil’dekiler sevmez. Onların uzantıları sevmez ama biz severiz. İşte şu andaki tablo sevgililerin tablosu… Resmi rakam, 320 bin kişi şu anda burada… Yolları söylemiyorum, havalimanından buraya kadar, yollar maşallah tıklım tıklımdı. Sizler Cumhur İttifakı’nı mahcup etmediniz.
Cumhur İttifakı’nı bu yolda yalnız koymadınız. Gece gündüz beraber yürüdük ve sizler bu görevi yine bizlere verdiniz. İnşallah Türkiye Yüzyılını beraber inşa ve ihyaya devam ediyoruz. Hazır mıyız buna?
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu, hamdolsun kayda değer herhangi bir sıkıntı, sorun yaşanmadan tamamlanmıştır. Seçimin gayri resmi sonuçlarına göre, milletimiz Cumhurbaşkanlığı görevini 5 yıllığına daha bizlere tevdi etmiştir.
Ülkeyi yönetme sorumluluğuna bizleri tekrar layık gören milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Gerek 14 Mayıs’ta, gerek 28 Mayıs’ta tercihini hangi partiden, hangi adaydan kullanmış olursa olsun, yurt içinde ve yurt dışında sandık başına giderek, iradesine sahip çıkan, demokrasimizin gücünü ispatlayan her vatandaşıma teşekkür ediyorum.
Bu süreçte seçimin en sağlıklı şekilde yürümesi için görev yapan kamu personelini, parti temsilcilerini, sandık görevlilerini, müşahitleri, emniyet mensuplarını ve diğer herkesi tebrik ediyorum. Çok partili siyasi hayatımızın en önemli seçimlerinden birinde, milletimiz kararını Türkiye Yüzyılından yana kullanmıştır.
*Seçimin ilk turunda, milletimiz TBMM üyelerinin çoğunluğunu Cumhur İttifakı’na vererek, Yasama’daki tercihini zaten ortaya koymuştur. Bugün yapılan ikinci tur seçimiyle milletimizin Cumhurbaşkanlığındaki yani yürütmedeki tercihi de kesinleşmiştir.
*Milletimizin her iradesi gibi bu sonucunda başımızın üstünde yeri vardır. Fakat kazanan sadece biz değiliz. Kazanan Türkiye’dir. Kazanan tüm kesimleriyle milletimizin ta kendisidir. Kazanan demokrasimizdir.
‘SEÇİM DÖNEMİNE DAİR TÜM TARTIŞMALARI BİR KENARA BIRAKARAK…’
Hatırlarsanız bir her fırsatta, kazandığımızda ülkemizde kimse kaybetmeyecek’ demiştik. Yine aynı şekilde biz kazandığımızda, tek kaybeden ülkemizle ilgili kirli senaryoların sahipleriyle onların aparatları olan terör örgütleri ve tefeciler olacak demiştik. Şimdi buradan aynı sözü bir kez daha veriyoruz.
Bugün kimse kaybetmemiştir. 85 milyonun tamamı kazanmıştır. Milletimizin bize verdiği sorumluluğun gereği olarak, kimseye kırgın, küskün, kızgın, öfkeli değiliz. Artık seçim dönemine dair tüm tartışmaları ve çekişmeleri bir kenara bırakarak, milli hedeflerimiz, milli hayallerimiz etrafında birleşme, bütünleşme vaktidir.
Biz bu çağrıyı laf olsun diye değil. Tüm kalbimizle yapıyoruz, çünkü biz biliyoruz ki Türkiye’nin gücü 85 milyonun hep beraber olmasından kaynaklanıyor.
Şimdi burada, ben hesap uzmanı değilim ama hesap uzmanının hesabında galiba bir yanlışlık var. 2018’de CHP vekil sayısı 146’ydı. 2023’te vekil sayısı 169… Gördüğünüz gibi bir artış var. Fakat burada kiralık vekiller var.
40 tane kiralık vekil, yüzde 1 oy alan partilere ne yaptı? 40 tane kiralık vekil verdi. Sayı nereye düştü? 129’a… 146’dan 129’a, hangisi büyük? Herhalde 129 büyüktür diyemezsiniz. 146’dan 129’a bu milletvekili sayılarını düşürene de ‘haydi’ diyemezsiniz. Şimdi Kandil’dekilerle, onları arkaya alıp bir video çekimiyle ‘haydi’ diyebilirsiniz ama bu millet yutmuyor ve yutmadı, 17 vekil düşmüş durumda…
Kardeşlerim, ne diyordu? ‘Eğer Selo’yu dışarı çıkarmak istiyorsanız, oyu bana vereceksiniz’ diyordu. Benim sevgili milletim ne dedi? Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bu terörist Selo’dur.
Adaletin, hak ve hukukun egemen olduğu Türkiye’de sen 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan Selo’yu istediğin gibi dışarı çıkaramazsın. Hele hele bizim iktidarımızda böyle bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değildir. Zira bizim iktidarımızda, adalet mülkün esasıdır. Bu değiştirilemez.
Rahmetli Menderes’in, ‘yeter söz milletin’ diyerek yeni bir dönemin kapılarını açtığı 1950’den beri yaşadığımız tüm badirelerin gerisinde hep Türkiye’nin bu gücünün zayıflatılması vardır. Darbeler, bunun için yapılmıştır. Muhtıralar bunun için verilmiştir. Koalisyonlar bunun için kurulmuş, bunun için yıkılmıştır.
Zenginliğimiz olan köken ve meşrep farklılıklarımız bunun için ayrışma sebebi haline dönüştürülmeye çalışılmıştır. Sahip olduğumuz muazzam ekonomik potansiyelin hayata geçmesi hep bunun için engellenmiştir. Ülkemizin doğusundaki, güneyindeki, kuzeyindeki, batısındaki güç ve etki alanlarının üzeri hep bunun için örtülmüştür.
Üzerimize giydirilen ve bize dar gelen deli gömlekleri içinde bizi yıllarca boğanların korkusu hep bugün müjdesini verdiğimiz Türkiye Yüzyılının bir gün gelip kapılarına dayanacağıdır. Bugün işte o gündür. Siz burada bugün onun için varsınız.
‘TÜRKİYE YÜZYILININ MÜJDESİNİ VERME GÜNÜDÜR’
Bugün rahmetli Menderes’in uğruna canını verdiği demokrasi ve kalkınma hamlelerinin en üst seviyeye ulaşma günüdür. Bugün rahmetli Özal’ın son nefesine kadar hep peşinde koştuğu büyük Türkiye hayalinin gerçeğe dönüşme sürecinin başlama günüdür.
Bugün rahmetli Erbakan’dan, rahmetli Türkeş’e davalarına aşkla bağlı milletin tüm adamlarının mücadelelerinin gayesine ulaşma günüdür. Bugün bizim 21 yıldır ülkemize kazandırdığımız eserlerin milletimize yaptığımız hizmetlerin üzerine Türkiye Yüzyılının müjdesini verme günüdür. İşte bunu sizlerle yapıyoruz, sizlerle yaptık.
‘ÇÖZEMEYECEĞİMİZ SORUN YOKTUR‘
Bugün hem kendi vatandaşlarımızın hem de kendi geleceklerimizin, bizimle birlikte dost ve kardeşlerimizin zafer ve şükür dualarının arşa ulaştığı gündür. İşte sandıklar kapandı, telefon zincirleri akmaya başladı. Körfez’den, İngiltere ve Rusya’ya kadar, hepsi tebriklerini bildirdiler ve yarın da yine bu tebriklerin devam edeceğini görüyoruz.
Türkiye’nin son 10 yıldır önüne kurulan tüm tuzaklar, üzerine oynanılan tüm oyunlar, sırtına saplanan tüm hançerler, ayağına takılan tüm çelmeler işte bugünü engellemek içindir. Alman dergileri, Fransız dergileri, İngiliz dergileri Erdoğan’ı yıkmak için kapaklar atmadılar mı? Bu kapakları yazmadılar mı?
Kardeşlerim, işte onlar da kaybettiler. Aylardır karşımızda kurulan ittifakları gördünüz. Kimlerin kimlerle beraber olduğunu gördünüz. Terör örgütlerinden sapkın akımlara kimlerin karşımıza dikildiğini gördünüz. Oynanan kirli oyunları gördünüz, buna rağmen ne oldu? Hamdolsun başaramadılar.
İnşallah bundan sonra da başaramayacaklar. Çünkü bu millet mayasının ne kadar sağlam, basiretinin, ferasetinin ne kadar güçlü olduğunu, yaşadığı her badirede tekrar tekrar kanıtlamıştır. İşte bundan dolayıdır ki Türk milletinin asla zafiyetini yakalama bulma gibi gayretin içerisine girenler yine kaybedeceklerdir.
Sadece şu son seçimler boyunca şahit olduklarımız bile, milletimizin şu onurlu duruşunu göstermiştir. Milletimizle aramızdaki muhabbet köprüsü böylesine güçlü olduğu müddetçe Allah’ın izniyle, üstesinden gelemeyeceğimiz mücadele, çözemeyeceğimiz sorun, hal yoluna koyamayacağımız mesele yoktur.
SIKINTILARI GİDERMEK EN ACİL KONU BAŞLIĞIDIR
Şimdi rabbime beni böyle bir milletin evladı olarak dünyaya getirdiği için hamt ediyorum. Aziz milletim, değerli kardeşlerim seçimler bittiğine göre artık tüm vaktimizi ve enerjimizi, çalışmaya, eser üretmeye, hizmet vermeye tamamıyla tahsis edeceğiz.
Asrın felaket, 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak, yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak, insanlarımızı hayata bağlamak, önceliklerimizin en başında yer almayı sürdürecektir. Sadece kalbimiz değil, elimiz de hep deprem bölgesinin üzerinde olmaya devam edecektir.
Enflasyonun yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklanan sıkıntıları gidermek, refah kayıplarını telafi etmek, önümüzdeki günlerin en acil konu başlığıdır. Bunları çözmek bizim için zor bir şey değil. Bunları Başbakanlığım döneminde, faizi 4,6’ya enflasyonu da 6,2’ye indirerek ispatlayan biz değil miydik? Biz bu işi yaşadık, yaptık ama bunların böyle bir derdi var mı? Yok. Bunlar laf ola beri gele… Yaparsak yine biz yaparız.
‘ŞİMDİ YOLUMUZA EMİN ADIMLARLA YÜRÜYORUZ‘
Evet şu anda faiz 8,5’a indirildi ve enflasyon da göreceksiniz o da inecek. Onlar bizimle yarışamaz. Onlar IMF’nin kapısında nöbet tutarlar. Kardeşlerim, bizler Davos’tan kopuşumuzu nasıl başlatmıştık biliyor musunuz ve Davos’ta şu anda Babacan yanımdaydı o zaman ve Davos’ta IMF Başkanı ile görüşüyoruz.
O zaman bizim 23 buçuk milyar dolar IMF’ye borcumuz var. IMF Başkanı’na dedim ki, ‘Sen taksitlerini alıyor musun?’ ‘Alıyorum’ Dolayısıyla Türkiye’nin siyasi kaderine sen müdahale edemezsin. Türkiye’nin Başbakan’ı benim. Sen sadece taksitlerini alacaksın.’ Ne oldu? 2013’e kadar devam ettik. 2013’te son taksiti ödedik, ondan sonra bizim IMF ile ilişkimiz bitti.
Biz buyuz ama bu CHP ne diyordu? ‘IMF’den borç almanız lazım’ O sizin işinizdir bizim değil ve o gün bugün bakın 10 sene geçti, biz IMF’den borç almadık. O zamanda Merkez Banka’mızın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı.
Bunlar ne yapıyor İngiltere’ye gidip? Yok, 3 milyar dolar getirecekmiş… Onlar sana delikli kuruş vermezler. Tefeci kime para vereceğini çok iyi bilir. Nitekim buyurun, tefeciden para isteyenin akıbeti işte sandıklarda ortaya çıktı. Olay bu kadar basit ve biz şimdi yolumuza emin adımlarla yürüyoruz. Yürüyeceğiz.”
GÜNCEL
20 Eylül 2024GÜNCEL
20 Eylül 2024SİYASET
20 Eylül 2024MEDYA
20 Eylül 2024SİYASET
20 Eylül 2024GÜNDEM
20 Eylül 2024GÜNDEM
20 Eylül 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.