Ülkemizde “Koruyucu Hekimlik ve Sağlığın Sosyalizasyonu” denilince ilk akla gelen Hacettepe Toplum Hekimliği Bölümünün efsane ismi Prof.Dr. Nusret Fişek hocamız olup, aynı zamanda Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün kurulmasına el atarak, bu konudaki kurumlaşmaya, bilimsel araştırmalara ve olumlu yapılanmalara ön ayak olmuştur.
Prof. Dr. Mümtaz Peker yazdığı makalesinde özetle Hocamızın bu konudaki çalışmalarını anlatmıştır. “Nüfussal Geçiş Kuramının evrelerine göre, toplumların nüfus yapıları şekillenmektedir. Türkiye’de 1920 ve 1930’lu yıllarda, göçlerin, savaşların etkisi ile yüksek doğum hızı ve yüksek ölüm hızı nedeniyle nüfus artmamıştır. Doğum hızlarının yükseldiği, ölüm hızlarının yavaşladığı 1940-1960’lı yıllar, etkin halk sağlığı hizmetlerinin ve tıp teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte salgın hastalıklarla mücadele konusunda gösterilen başarının yoğun olarak görüldüğü yıllar olarak göze çarpmaktadır. Nüfus artışı ile birlikte baş gösteren sorunların ilk farkına varan ve bu konuda bilimsel çalışmaları başlatan ise Dr. Nusret Fişek’tir. Fişek, sağlık hizmetlerinin sunumu konusundaki ilerlemenin ve sağlık sorunlarının giderilmesinin, nüfusun bütünü ile ilgili verilerle mümkün olabileceğini düşünmüştür. Doğum-ölüm oranları ve yer değiştirme bilgilerinin düzensiz olduğu bir ortamda, sorunları çözmeye uygun bir sağlık hizmetleri politikası da geliştirilemez. Bu nedenle, Dr. Fişek nüfus ve sağlık bilimleri arasında bir bütünleşme sağlamıştır. Ekip çalışmasına dayanan, denetim ve hizmet içi eğitimlerle desteklenen, koruyucu hekimlik hizmetlerinin yaygınlaştırmasını hedefleyen ve halkın yararlanabileceği şekilde sunum politikasını benimseyen sağlıkta sosyalleştirme uygulaması da Dr. Fişek’in öncülüğünde gerçekleşmiştir.”
Sevgili Aziz Muhammet Ulubaş’ın gönderdiği TÜİK verilerine göre, Türkiye nüfusu 85 milyon 279 bin 553 kişiye ulaşmıştır. Kendisine teşekkür ederim. Yıllık nüfus artış hızı 2021 yılında binde 12,7 iken, 2022 yılında binde 7,1 olmuştur. Türkiye’de 2021 yılında % 93,2 olan il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı, 2022 yılında %93,4 olmuştur. Diğer yandan belde ve köylerde yaşayanların oranı % 6,8’den % 6,6’ya düştüğünü görüyoruz.
İstanbul ülke nüfusunun % 18,65’ini oluşturmaktadır. En fazla nüfusa İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya’nın sahip olduğunu belirtelim. En az nüfus ise Bayburt, Tunceli, Ardahan, Gümüşhane ve Kilis’te bulunmaktadır.
Türkiye’de kilometrekareye 111 kişi düşerken İstanbul’da bu rakam 3 bin 62 kişiye kadar yükselmiştir.
Türkiye’de 2021 yılında 2 milyon 777 bin 797 kişi iller arasında göç etmiştir. Bu nüfusun % 47,5’ini erkekler, % 52,5’ini ise kadınlar oluşturduğu görülüyor.
Türkiye’de iller arası göç eden nüfusun dağılımına bakıldığında, İstanbul, 385 bin 328 kişi ile en çok göç alan il olmuştur. İstanbul’u sırasıyla 197 bin 702 kişi ile Ankara ve 131 bin 394 kişi ile İzmir takip etmiştir. En az göç alan iller ise sırasıyla 4 bin 750 kişi ile Ardahan, 7 bin 54 kişi ile Tunceli ve 7 bin 474 kişi ile Kilis olmuştur.
En çok göç alan iller olan İstanbul, Ankara ve İzmir’in aynı zamanda en çok göç veren iller olduğu görülmektedir. İlk sırada 408 bin 165 kişi ile İstanbul en çok göç veren il olurken; onu 165 bin 604 kişi ile Ankara ve 109 bin 470 kişi ile İzmir takip etmiştir. En az göç veren iller ise sırasıyla 6 bin 382 kişi ile Bayburt, 6 bin 445 kişi ile Ardahan ve 6 bin 517 kişi ile Tunceli olduğunu vurgulayalım.
Türkiye’nin toplam yüzölçümünün sadece %1,6’sını oluşturan yoğun kentli bölgelerde 57 milyon 934 bin 583 kişi yaşamaktadır. Kırsal olarak sınıflandırılan ve Türkiye yüzölçümünün %93,5’ini oluşturan yerleşim yerlerinde toplam nüfusun %17,3’ü ikamet ederken, orta yoğun kent olarak sınıflandırılan ve ülke yüzölçümünün %4,9’unu oluşturan yerleşim yerlerinde nüfusun %14,8’inin ikamet ettiği görülmektedir.
Bu rakamları gözönüne aldığımızda büyük şehirlerimize en çok göçün olduğunu, aynı zamanda en büyük kaçışın da bu şehirlerden olduğunu anlıyoruz. Tarımın kaynağı olan kırsal alanın giderek boşaldığını, iş aramak amacıyla köylerini terk eden gençlerin şehirlerde “Ev Gencine” dönüştüğünü ayrıca vurgulamakta yarar görüyorum. Yazık ki ne yazık!
İktidar küresel neoliberallerin buyruklarını yerine getirirken, muhalefet partilerimiz ise seçim yenilgisini nasıl atlatırız derdine düşmüşler. Vay haline yoksul halkımızın! Sana Birgün Olsun Gülmedi Hayat!
Sözlerimizi Aşık Mahzuni Şerif Ustamızın güzel bir Ezgisi olan ‘MERDO’ ile bitirelim.
“Sana Bir Gün Olsun Gülmedi Hayat
Kaderi Berbat Merdo
Burası Gurbet
Gelme Demedim Mi Merdo
Dönme Demedim Mi Merdo
Vururlar Seni Merdo
Söylemedim Mi”
Sağlıklı, Mutlu Bayramlar Dilerim.
Sevgilerimle…
Dr. Mustafa Torun
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı
mtorun3@gmail.com
GÜNCEL
11 Ekim 2024GÜNCEL
11 Ekim 2024SİYASET
11 Ekim 2024MEDYA
11 Ekim 2024SİYASET
11 Ekim 2024GÜNDEM
11 Ekim 2024GÜNDEM
11 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.