Bugün ’12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’. Dünyada ve Türkiye’de okul çağında olan milyonlarca çocuk çalıştırılıyor. Türkiye’de İSİG (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi)’in raporuna göre, yaklaşık 2 milyon çocuk çalışıyor. Son 5 yılda en az 339 çocuğun çalışırken yaşamını yitirdiği bildirildi.
12 Haziran tarihi Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 2002 yılından bu yana ‘Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü‘ olarak ilan edildi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)’nundan yapılan açıklamada “Yoksullaşma çocuk işçiliğinin artışında en önemli etken” denildi. DİSK Araştırma Uzmanı Deniz Büyükbulut, yoksullaşmayı çocuk işçiliğinin artışına neden olan en önemli etken olarak belirtti.
ÇOCUK EMEĞİNİ İŞ GÜCÜ OLARAK GÖREN ANLAYIŞA KARŞIYIZ
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin açıklamasında da “Çocuğun işçi sıfatı taşıması çocukluk dönemini yaşayamamasına, eğitim hakkını tamamen kullanmasına ya da hakka erişiminin sınırlandırılmasına, bunun bir sonucu olarak diğer temel çocuk haklarından mahrum kalmasına, sağlıklı bir çevrede büyüme hakkının fiziksel ve zihinsel olumsuz sonuçlar nedeniyle ihlal edilmesine neden olmaktadır” denildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından global sorunlar yumağı olan çocuk işçiliğini önlemek amacıyla 12 Haziran günü 2002 yılından bu yana ‘Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’ olarak ilan edilmiştir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 yıl verilerine göre nüfusun yüzde 26,5’i çocuk olan Türkiye’de çalışan çocuk oranı yüzde 18,7 olduğu , iş gücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oranın erkek çocuklar için yüzde 27, kız çocuklar için yüzde 10 olduğu tespit edilmiştir.
Sosyal devlet anlayışı, devletin sosyal koruma yükümlülüğü ve bu yükümlülüğün amacı niteliğinde olan sosyal koruma sistemlerinin yoksulluk ve kırılganlıkla mücadele politikalarının uluslararası sözleşmelerde yer verilen çocuk ve işçi tanımlarının bağdaşmazlığı ön kabulü ile yürütülmesi çocuk işçiliğinin öncelikli olarak hukuki zeminde kabul edilemezliğine dikkat çekmek bakımından büyük önem taşımaktadır. Devletin çocuk işçiliğini önleme yönündeki sosyal koruma bilincinin yasal düzenlemelerde yer alması çocuğun insan haklarının bir gereği olup uluslararası norm niteliği taşımaktadır.
Çocuğun işçi sıfatı taşıması çocukluk dönemini yaşayamamasına, eğitim hakkını tamamen kullanmasına ya da hakka erişiminin sınırlandırılmasına, bunun bir sonucu olarak diğer temel çocuk haklarından mahrum kalmasına, sağlıklı bir çevrede büyüme hakkının fiziksel ve zihinsel olumsuz sonuçlar nedeniyle ihlal edilmesine neden olmaktadır.
Bu sebeple, çocuk işçiliğinin önlenmesi ve ortadan kaldırılması interdisipliner çalışma, tespit ve politikalarla mümkündür.
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak her çocuğun tarlada çalıştığı değil güneşi izlediği, araba tamir etmeyip özgürce bisiklet sürdüğü, duvar değil tuval boyadığı günler için çalıştığımızı ve çocuk emeğini iş gücü kabul eden anlayışlara karşı olduğumuzu bildiririz.”
ÇOCUKLAR OKUMALI, OYNAMALI, GÜLMELİ!
Deva Partisi Kadın Kolları’nın açıklamasında ise “Çocuklar okumalı, oynamalı, gülmeli. Daha renkli bir dünya için çocukların yeri okuldur, oyun alanlarıdır. Bugün Dünya çocuk işçiliği ile mücadele günü!” denildi.
ÇOCUKLARIN GERÇEK YERİ OKULLARI YA DA OYUN ALANLARIDIR
CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, “12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü”nde çocuk işçiliği sorununa karşı tüm tarafları bir kez daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Çünkü çocuklarımızın gerçek yeri çalışma alanları değil, okulları ya da oyun alanlarıdır” ifadelerini kullandı.
HAYATA VE GELECEĞE SAHİP ÇIKMA MÜCADELESİDİR
Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca da “Çocukların çocukluklarını özgürce yaşayabildiği bir düzeni kurma mücadelesi, hayata ve geleceğe sahip çıkma mücadelesidir” dedi.
Karaca, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları belirtti:
“Bugün Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü.
Türkiye’de en az 2 milyon (yaz aylarında 5 milyon civarı) çocuk işçi var.
Patronlar ve MEB arasında yapılan protokoller kapsamında on binlerce çocuğun emeği ağır sanayi başta olmak üzere birçok alanda sömürülüyor. Mesleki ve teknik eğitim adı altında korkunç koşullarda çalıştırılan çocuklara aylık 1300 TL ödeme yapılıyor.
AKP’li yıllarda en az 888 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Yoksulluk, eğitimin işlevsizleşmesi, çocuk emeğinin sömürüsünün devlet eliyle önünün açılması, geleceğe dair umutsuzluk çocuk işçiliği körüklüyor. Çocukların hayatını çalan patron düzeni işte bu. Çocukların çocukluklarını özgürce yaşayabildiği bir düzeni kurma mücadelesi, hayata ve geleceğe sahip çıkma mücadelesidir.”
https://twitter.com/sevdakaraca/status/1668173998000156675
News
